31 Mart seçimlerinde AK Parti’nin Hakkari Belediye Başkan adayı olarak gösterdiği İsmet Ölmez’in sahibi olduğu, Diyarbakır’ın Dicle ilçesindeki Ölmez Doğu Madencilik Nakliyat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi tarafından yürütülen maden arama çalışmaları devam ediyor. Şirket son olarak Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’ndan aldığı kapasite artırımı onayı ile gündeme geldi.
MA’da yer alan habere göre, kurşun ve çinko madeninin çıkarıldığı bölgede ilk olarak 3 Ağustos 2011 tarihinde Bir Yıldız İnşaat Maden Nak. Gıda Sanayii ve Ticaret Limited Şirketi tarafından “ÇED Gerekli Değil” kararı alınarak, çinko ve kurşun işletmesi kuruldu. 27 Kasım 2019’da Ölmez Doğu Madencilik Şirketi’ne devredilen ocak için kapasite arttırma talebiyle 26 Temmuz 2022’de Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na başvuru yapıldı. Bakanlık tarafından 24 Ağustos 2022’de “Çevresel Etki Değerlendirmesi Olumlu” kararı verilirken, böylece 24,94 hektarlık alanda yapılan aramaların kapsamı 532,77 hektara çıkarıldı.
USULSÜZLÜK, TOPLANTI TUTANAĞINDA ÇIKTI
Şirketin başvurusunda yer alan raporda, bölgede yaşayanların onayının alındığı belirtilse de konuya dair yapılan halk toplantısına 4 kişi ve 2 muhtarın katıldığı tutulan tutanakta ortaya çıktı. Ayrıca tutanakta ‘köylü’ olarak gösterilerin de o dönem şirkette çalışanlar olduğu, tutanaktaki Ahmet Aküzüm’ün maden çalışanı, Halit Birkan’ın şirkette yağcı ve Mustafa Güzel’in ise aşçı olarak çalıştığı öğrenildi.
Öte yandan ÇED raporuna itiraz eden 19 köylünün talebinin bakanlık tarafından görmezden gelindiği belirtildi.
AĞAÇLAR KESİLDİ, ÜZÜM BAĞLARI KURUDU
Yaklaşık iki yıldır kapasite arttırılarak sürdürülen maden faaliyeti nedeniyle bölgede yüzlerce ağaç kesilirken, ekim alanları zarar gördü. Maden arama çalışmalarında patlatılan dinamitler mahallelerde tahribata neden oldu. Oluşan tozdan kaynaklı üzüm bağları kurudu.
BÖLGEDE İNCELEME
Bölgede yaşayanların başvurusu üzerine Diyarbakır Barosu Kent ve Çevre Komisyonu, Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) Diyarbakır Şube Ekoloji Komisyonu, Makine Mühendisleri Odası, Pirejmon Derneği ve Ziraat Mühendisleri Odası, 20 Ekim’de bölgede incelemelerde bulundu. İncelemelerde yer alan Diyarbakır Barosu Kent ve Çevre Komisyonu üyesi Ahmet İnan, bölgedeki duruma dair konuştu.
Mahallelerinde 10 yıla yakın bir süredir kurşun madeni faaliyeti olduğunu belirten İnan, “Bu faaliyet nedeniyle tarımda inanılmaz bir düşüş yaşadı. Yanı sıra bronşit ve akciğer kanseri (tozdan kaynaklanan) hastalığında artış söz konusu. Mahalleliler, madenin zararlarını yaşam alanlarının yok olmasıyla acı bir şekilde tecrübe etti. Kurşunlu mahallesinin su kaynakları kirletildi. Mahallelilerin gösterdiği çeşme suyun zaman içinde nasıl yok olduğunu gösterdi” dedi.
İPTAL DAVASI AÇILACAK
Bölgede yaşayanların bilgisi dışında kapasite artışına gidildiğine dikkati çeken İnan, “Bize yapılan başvurunun ardından maden sahasını gördük, halkla konuştuk. Talep ve şikayetlerini dinledik, bilgi aldık ve bilgi verdik. Diyarbakır Barosu’nun Çevre Komisyonu olarak kapasite artışına giden ÇED ile ilgili iptal davası açacağız. Sadece bu işin hukuki boyutu değil toplumsal boyutu da çok önemli. Halkın o yönde bir duruşu var” ifadelerini kullandı.
ORMANLIK ALAN YOK EDİLDİ
Maden arama çalışması yapılan alanın ise “ormanlık alan” olduğunu belirten İnan, “Ağaçlar kesilerek alan açılıyor ve maden çalışması yapılıyor. Yani öyle çorak, taşlı bir arazi de değil. Buda bir doğa katliamıdır. Arayıp da bulamadıkları veya artık madeni tamamen çıkarttıkları yerlerden ayrıldıklarında hiçbir şekilde düzenleme, tekrar bir ağaçlandırma veya o çukurları kapatma gibi bir girişimde de bulunulmuyor. Yükümlülükler yerine getirilmemiş. Bu açılan çukurlara insanların düşme riski de var. Mahalleliler daha önce o çukurlara hayvanların düştüğünü ve derinliğinden kaynaklı kurtarılamadığını ifade etti” diye konuştu.
HUKUKİ DENETİM
İnan, 10 yıllık maden için gerekli prosedürün uygulanıp, uygulamadığı ve ilgili izinlerin alınıp alınmadığı yönünde bir denetim mekanizmasının oluşturulacağını söyledi. İnan, “10 yıl önceki madenle ilgili şu an bir iptal davasının açılması hukuken imkanı yok. Ancak mevcut kapasite artışı ve devam eden faaliyetin hukuki olarak denetlenmesi için bütün girişimlerde bulunacağız” dedi.
‘TOPRAKLARIMIZI BIRAKMAYACAĞIZ’
Kurşunlu Mahallesi’nden Hatun Akay, oluşan toz ve dumandan artık nefes alamaz hale geldiklerini söyledi. Akay, “Meyvemiz, sebzemiz, ağaçlarımız kalmadı hepsi kurudu. Topraklarımızı bırakıp gitmemizi istiyorlar. Ancak topraklarımızı bırakmayacağız. Benim için Kurşunlu her yerden güzel” diye belirtti.
Yapılan maden çalışmaların çok büyük tahribata neden olduğunun altını çizen Ramazan Aküzüm de şöyle konuştu:
“Özellikle ağaçlar kurudu, bağlar üzüm tutmuyor. Bunun sebebi ise kullanılan kimyasallar. En az 20 ton patlayıcı kullanılıyor. Bu da 20 ton kimyasalın doğaya yayılması demek. Bu kimyasallar karıştığı doğayı katlediyor. İnsanlar buna maruz kalınca solunum yolları tıkanıyor ve birçok hastalığa sebep oluyor.”
Maden arama çalışmalarının hukuka aykırı bir şekilde sürdürüldüğünün altını çizen Aküzüm, “Rastgele, kafalarına göre çalışma yapıyorlar. Köylüler, doğa bir zarar görecek mi umurlarında değil. Devlet, 90’larda bizi zorla buralardan, topraklarımızdan sürdü. Aradan uzun yıllar geçti ama hiçbir şeyi unutmadım. Evimi yapmıştım içinde 2 yıl kalmadım köyümden edildim. Bu mağduriyeti ikinci kez yaşamayı kabul etmiyoruz. Gerekirse canımızı veririz ama yine müsaade etmeyeceğiz. Köyü insansızlaştırmaya çalışıyorlar. Ama mücadele etmekten vazgeçmeyeceğiz” dedi.
DİNAMİTLER DEPREM ETKİSİ YARATIYOR
Bölgedeki patlamaların deprem etkisi yarattığını söylen Ali Rıza Altınok, “Her defasında deprem olduğunu sanıyoruz. Biz bu toprakları çocuklarımıza miras olarak bırakacağız. Bu gün hakkımızı ve köyümüzü savunmasak kimse savunmaz” dedi.
Astım ve kalp hastası olan Emine Akdut, maden faaliyetlerin nedeniyle oluşan toz ve dumanının sağlığını olumsuz etkilediğini söyledi. Akdut, “Bu tozdan hepimiz hastalandık ölecek gibiyiz. Dinamitler patlatılınca çıkan sesten kapı ve penceremiz sallanıyor. Maden çalışmalarının yapılmaması için her türlü mücadele etmeye hazırız” diye konuştu.
84 YAŞINDAKİ AKKUM: MÜCADELE EDECEĞİM
Maden çalışmasından kaynaklı hem mallarından hem de sağlıklarından olduklarını ifade eden Emine Akkum, şöyle devam etti: “Sağlığımız zarar gördüğü halde toprağımızı bırakıp gitmiyoruz. Çünkü toprağımızı seviyoruz. Temiz hava ve tarım için buraya geliyoruz ama ne tarımdan verim alıyoruz nede temiz hava solabiliyoruz. 84 yaşındayım ama madene karşı mücadele edeceğim.”
ERKEN YAŞTA ÖLÜMLER ARTTI
Maden çalışmalarından sonra astım rahatsızlığının oluştuğunu söyleyen Meryem Olgaç da, “Bölgemizde erken yaşta ölümler yaşanmaya başladı. Çünkü maden çalışmaları hastalıklara sebep oluyor. Haberimiz olmadan çalışmalar yapıldı. Sonuna kadar mücadele edeceğiz” dedi.
(MEZOPOTAMYA AJANSI)